gün doğmadan önceki kızıllık

hayat gerçekten...
duygularından arın-duygusal ol
düşün-düşünme
çalış-kendine vakit ayır
koş-soluklan
sev-nefret et
hayatına al-kov
dürüst ol-beyaz yalanlar söyle
...doz!
vuuuuu..!
uçmuş da üstüme konmuş
sihirli bir toz!
başarabilip de
yeni yıla girebilen zor.
tek değişmeyen
tek zıt barındırmayan
"umutlu ol."
o halde ol
gülümse
durma koş
var orda gülümsemeler
var orda aşk
var bak iyi bak
başarı da var
sonra mutluluk...
sadece derin bak.
boğulmadan
kaybolmadan
sabırla
silkelen!
gün doğmadan önceki kızıllık ol yine
yeni güne doğ...
ve parla!

Gökkuşağı

alabildiğine orman.
ağaçlar.
ıslak zemin
toprak kokusu...
göründü
düşüveren damlalar yere
öncesinde.
rengarenk, çıkıvermişti
gökkuşağı!
hem de çifte!
ışık
felicita!
ta içten
en içten
sevgi doldu
gökyüzü ve kalp.
ama ama!
geçicidir gökkuşakları...
dilek tutsam
çıkarabilir miyim
her seferinde yeniden?
hep ağlamak pahasına
öncesinden?

I'm flying

on the clouds

like a bird

touching the sky

my hair is fondled

by the rain drops!

my heart is warmed

by the shiny sun!

my soul is painted

by the rainbow!

relaxed

happy

and full of joy!

maybe in Florida

in the place of love

and longing

I can fly again...

this time

with the touch of your eyes.

I'll look at your face

and smile...

you'll see my eyes' shine

just take my hand

and make me fly!

yolculuk. sana.

à la memoire de chère A.G.

heybeli'den dönerken
martılar gökyüzünde
çocuk sesleri
kalabalık
vapur
denizin üstünde
tatlı bir yorgunluk
ürperti...
hafif aşktan,
hafif rüzgardan.
huzur...
hafif senden
hafif benden
ikimizden.
deniz mavi
ben mavi
hayal et!
daha ne kadar mavi olabilirim ki?
ve ilk kez
bu kadar yoğun,
derin,
okyanus gibi
hissetmek
aşkı.
sendekini bilirdim
eskiden beri
bu seferki
bendeki, içimdeki!
bulaştı belki de bana
ya da içimde doğdu
varlığınla!
sen...
gözlerin kapalı
gülümserken uykunda
izledi
ezberledi mavi'n
yüzünü ve bu hissi,
sıcaklığını bir de.
uzaklarda olsan bile
unutmamak için seni.
ve dokundu, hissetti
her umutsuzluğa kapılışında
parmakla gösterdiğin yeri
bedenindeki.

kesik kesik aşk

dolunay

karanlık

çimler

ağaç

bank

kadın

erkek

yanyana

enerji

sevgi

romantik

aşk

kıpırtı

hayal

umut

emek...

korku

telaş

acı

panik

terk

yalnızlık

merdiven

gözyaşı

hıçkırık

yürüdü

hayalet gibi.

dursa

zaman

o

gözler

baksa

o

eller

bırakmasa

kurtarsa

esaretten

kadınını

bilincini.

farketti

sevilmediğini.

mutsuz!

aptal!

haketmiyorsun!

o bilse

şu anını

asıl seni

her geçen gün

sevgisizlikten

çirkinleştiğini

ve

öldüğünü kalbinin.

Rüzgar

Değişim
Değiştim
Değişmekteyim
Ne çok hareket
Hiç mi durmaz insan?
Yorulmaz mı?
Durduramadı mı kimse kalbimi?
Düşüncelerimi?
Rüzgar estikçe esti
Kimi zaman sert
Kimi zaman yumuşak
Aldı götürdü pek çok şeyi
Çaktırmadan..
Kalanlarsa
Bir tek kendim
Ruhum, kalbim, bedenim.
Es rüzgar es!
Ve dur
O geldiğinde.
Uçacaksa
Bi tek uçurtmalar uçsun
Renkli renkli
Ve aşk
Gökyüzünde
Ruhumda, kalbimde, bedenimde!

İç Dünya

evet
korktum.

sanki
geçmiş
süpürmüş almış
her şeyi;
güvenebilmeyi..
sevebilmeyi..
bi tek
o kargaşada
"her şeye rağmen
gülebilmek"
kalmış.
o da saklanmış
midye kabuğu gibi
dönmüş durmuş
kabuk bağlamış
oysa
yumuşacık kalbi..
ve o kalp
kırık..
onarılmayı bile
bekleyemeyecek kadar
umut yok çünkü
hep bi pürüz
hep bi tortu aklında..
ve aslında
sevilse biraz
tamir olacak gibi.
olasılıksa olay
en kötü:
sevgi yok!
peki
o halde koparmadan
birleşen parçaları
yolculuğa devam
güneşli ülkelere
denize
yeşile
kendime
gelecektekine.
şimdi dinlence
yolculuk öncesi
hayal kurup
gelecektekinin
sen olduğunu
dilemeye.

Kale

kırılgandı küçük kız
dokunulmasındı ona
canı acımasındı
sevgiydi besini
şevkatti suyu
değişmiyordu huyu
beklediği hep buydu
güneşli, güzel bir sabahta
otururken parktaki bankta
rüzgar tenini  sevip geçerken
takıldı gözü kumdan kaleye
kimbilir
hangi minik dünyanın ürünüydü?
korumak için mi yapılmıştı
küçük kızları?
yoksa öylesinelerin sonucu muydu?
gözlerini ayırmadı küçük kız
baktıkça iyi hissetti
dalıp gitmişken
güvenli hayaller alemine
yıktı kaleyi
büyük kara kötülük bulutu
şimşekler çaktı birden
yağmur yağdı gözlerden
titredi bedeni
korktu yüreği
sonra aniden
korkma dercesine
pembe elbisesinin üstüne kızın
bordo bir yaprak düştü
uzaklardan gelen
belki de
hiçbir şeyden korkmayan
bir ağaçtan düşen.
değişti biçimi dudaklarının
dindi yağmur
sakinleşti soluğu
bir tek su birikintileri kalmıştı şimdi
biraz toprak kokusu belki
ve yaprak...
aldı, özenle temizledi
güvenli sığınağıydı
o artık şimdi
sakladı en derinine
mutluluğa içindeki.

zihnimde aşk

beyin ürpertisi

duyguların esintisi

beden de neymiş?

delip geçer 

düşünceleri.

var mı böylesi?

yoksa

sadece hayallerde mi?

bedenler mi sadece

dokunulması gerekenler?

basit aşk sözcükleri mi

söylenenler?

her insan

izler taşır

hayata dair

dokunabilirsen 

doğru anda

baştan çıkar zihinler

saçılır havaya aşk!

işte o an

zihin de beden de 

dokunabilene ait.

Hayal? Gerçek?

erkek kadını hayal etti
rüyalarının meleğini düşledi
ve geldi kadın
mutluluk verdi
müzik...
ahenkli bir dans...
kavuşan bedenler
havalara uçtular beraber.
karışan kokular
ruhları coştu.
sonra dans bitti
kadın kanatlandı aşktan
aşk; kadını, kadınını var etti!
erkekse korktu hayalinden
o kadar güzeldi ki
korkutucu derecede güzel, derin, yoğun.
büyüleyici...
kaçmakta buldu çözümü
kadınsa artık canlı ve gerçekti
aşkı da öyle...
onun için acılardan kaçmak
mümkün değildi şimdi.
yavaşça yere çöktü
bir damla yaş yanağından süzüldü
hayal neydi?
ya gerçek?

Sel

soğuk!
buz gibiydi
erimiyordu kalbi
bir ara
şarap damlaları saçıldı
pembeleştiren tenini
yavaş yavaş
ilerliyordu dalgalar
hissetmek hoştu
tek istediği
hayallerde olmakken
düştü ta en tepeden
anlayınca geleceği.
kırıldı olmayan kanatları
kuğu boynu büküldü
maviler taştı
felaket başlamıştı
o mutsuzken
tüm evren taşıyordu sanki
belki de yaz küsmüştü
oysa çıksaydı güneş
ısıtsaydı
ruhunu değil belki...
elbet bir gün sevilecek
işte bu yüzden
yaşaması gerek
ve çıkmalı güneş!

Geçiş

bir kadının mutsuzlukları!
derinden
damlacıklarla dolu
ne kadar yapmacıksız
gözleri donuk
ışıltı yok
tırtıllar kelebek olmuş
uçamadan ömürlerini bitirmişler
ne saf, ne içtendi oysa gülüşler
sonun başlangıcı olsa bu düşünceler..
derken!
bir kadının mutlulukları!
yine derin, yine içten
ışık dolu, aşk dolu
kelebekler midesinde şimdi
karıncalanıyor kalpler
gülümsüyor yüzü
unutmuş çoktan güzü..

Kadın... Erkek...

Şarap kadındı
Erkekse kadeh
Şeklini aldı şarap kadehin
Dans gibi, tango gibi
Tutkulu...
Tuttu ve kendine çekti
Şeklini verdi...
Mutlu oldu şarap
Kırmızısında boğdu kadehi
Gözlerini kör etti...
Yudum yudum içilirken
Şarap bitti...
Ve yalnız kaldı kadeh...

Belkiler

Bitti.
Tükettik.
Aslında
Tüketmeden durdurduk hisleri
Kalsın diye belki de en güzel yerinde
Sen aynı
Ben değişik
Duramıyorum
Durduramıyorum yüreğimi
Hep ilerliyor
Hep hayaller kuruyor
Mutlulukla dolu
Ama olmuyor
Ne zaman içine almak istesem seni
Sığmıyor aşkın
Belki büyük diye
Belki de hiç var olmamış diye..
Bilmiyorum
Hesaplaşmam belki de kendimle
Arzular
Hedefler
Belirsizlikse beni deli eden
Neden ki neden?
Üzüldü kalplerimiz
Anlamadık birbirimizi
Haklı yoktu
Haksız yoktu
Yüreği boşlukta
Sessiz
Şaşkın
Kayıp giden vardı
Ve kaybeden..
Üç elma artık kimin için düşsündü?

For Special Friends..

lovely friend
you are
under a glass
that is fragile
you seem so tired
but I know
you're strong!
strong enough
to overcome
every hard step
in life.
cry and laugh
live as it should be
never give up
take my hand and
walk to the sky
where you'll be happy..

The Painful Song

he doesn't look at her
he not even likes her
but there will be heaven
she believes
for only one season
one season..
love is temporary
for only one season
one season..
there is a shadow
behind the door
but she is not afraid of
‘cos she’s strong
he’s a superman also
he’s fearless and maybe brutal
she sings her song for him
who is seductive and strong
he knows what to get from love
but she is also good
they are together
singing a song

ice is no more colder than her skin
her heart is warm though
the sky is no more bluish than her eyes
crying for compassion
the sea is no more bigger
than her imagination
and maybe hallucination
she knows how to live
how to smile
but maybe he lacks the ability
to give her the wish to smile
anyways
when love is the case
the willpower is lost
imperfections of love
but life is risky though
everything  has an end so
this was the song of an owl
who forgot to sleep at all

to be or not to be

a friend was unhappy
because he wanted to make someone happy
also to make himself happy
but it never happened!
stupid!
and he was angry!
finally, his situation inspired me
and I wrote the words as if he talks...


I wanna make you happy
buuut
it doesn't work
why why why
me?
if I can find the right person to make happy
I can also be happy
and together
we can be always happy
but
it is better
if I can discover happiness inside me
without the need of another person
or anything related to world
happiness is just inside my mind
the way I see the world
the way I look around
nobody can make me happy
if I don't wanna be
if I don't be positive enough
to be
..
so
to be or not to be
this is the mesele!

sevgiliye..

Sevgili
Yok olmasın ruhun
Buradayım, geldim
Coşturmaya gönlünü
Göreceğiz elbet
Aşkımı haykıracağım günü
İşte o gün hatırlayacağız
Bu şarkıyı, bugünü

Zarar veremem sana ben
Batıramam ne bir bakış ne de bir söz
Gözlerim okyanus olur, dalgalanır
Ruhum acır, kıyamam.
İşte o zaman gökkuşağın olur
Gülümserim istediğin gibi
Sevdiğimi bil diye seni

Bahsettiğin yüksek tepelerde
Defne ağaçlarının altında
Küçük bir kız yaşarmış
Uzaktaymış belki ama
Gözlerinde bir mana
Koşmak istermiş deli gibi sana.
Meraklanma sevgili
İç çekişlerin oynatmadan dünyayı yerinden
Gelecekmiş kollarına..

Paradise of Love

Loving you is like a paradise
Not to have you
But being with you.
Lovers  roll the dice
Love's like gambling
All we do is searching
Searching for understanding
Me and you.
Being in love
Like an illusion
Rainbows around
Blossoms in the eye
Fireworks in the heart
Don’t leave me behind..

Dead Angel

an angel
with invisible wings and corona
whitening all around under her shine
no shadows behind
like a fragrant lady
moves around...
seems happy with life
not with death
...of love
some say that angels never die
but I’ve seen one.

Tuhaf Aşk

Güz deme
Bahar de!
Açsın çiçekler
Canlansın doğa
Ve hep ettiğim dua
Sevgi uğruna..
Sarılsam sana
Anlasam içini
Bir bakışınla eritsen içimi
Bizdeki
O kabullenemediğimiz
Aşkın tuhaf bir biçimi.
Denizin dalgalarında
Kumlarda, yalınayak
Bazen yürümek kadar basit
Bazen, karmaşık, varlığın kadar
Beraberiz
Hem basit
Hem karmaşık
İkimiz
İki
ki..

Kayıp Ben

Biçimler
Hayalimde
Benliğimde hayat.
Kaybolup giderken 
Tutundum ona. 
Çimlerin üstünde 
Baharı buldum
Özgürlükse 
Gökyüzünde..
Masumiyet
Bulutlarda. 
Ve nefes..
Peki ya ben?
Nerdeyim?


Işığın yerini
Karanlık aldı 
Ama aydınlık 
Aklımda kaldı
Gün bitti belki
Yarın yeniden
Döngü mü 
İcinde olduğumuz?
Tekrar tekrar 
Farklı ama tekrar
Hisler mi değişen 
Ve algı mı değiştiren?
Bunca sey olurken
Peki ya ben?
Nerdeyim?

bülbül, gül

bir arayış, bir gülen yüz
bir ince söz, bir derin bakış
bir sarılış, bir özleyiş
bir öpüş, bir güveniş  
bir şevkat, ve bir sıkı tutunuş.

aşk neye yarar?

aşk neye yarar?

kışı bahar yapar.

aşk kimin için var?

beklemeyen için.

aşk nereye kadar?

var olduğum sürece..

aşk neden mi var?

içim bahar diye!

dediler ki:

su akarmış mavilerden

çok seversem eğer.

dedim ki:

mevsim bahar

sadece güneş açsa

kurumaz mı çiçekler?

balık arayışta

yolunu kaybetmiş bir balık
mavilikte, yeşilde
baloncuklar çıkıyor almadığı soluktan
rengi canlı, kıpkırmızı
ama solgun aslında teni
ve yorgun bedeni, gülse de her an.