20 Aralık 2013 Cuma

Neredeyim?

neredeyim?

melodik bir gece
şarkı söylüyor kadın
her zamanki köşe.
hayalimde;
renk renk
boyaların etrafa saçılması
sonra içime akan sıvı
beynimi uyuşturan
renk renk..
mumun dayanılmaz aroması
neler oluyor?

etraf ne güzel
çok mutluyum
çok mutsuzum

herkes sussun
şarkımın sesi kalsın kadehte.

will you still love me when I'm no longer young and beautiful?



4 Kasım 2013 Pazartesi

bir romantik akşam

bana başka şeyler anlat
orman
deniz kıyısı
çiçekler, rengarenk
ve boğum boğum dallar
gün batımı
su şırıltısı
midye kabukları..
aşk anlat bana
ister kulağıma fısılda
ister kalbime dokun
çok sessiz ol
duyup kıskanmasınlar.
sev beni
sessizce.
elimden almasınlar.

11 Ekim 2013 Cuma

Salıncak

çocuk kızı aldı
dünyanın bir ucu...
upuzun ipin ucunda
salıncak!
seni alıp uçuracak
göklere çıkaracak
her sallanışta
rüzgar tenini kaplayacak.
içine çekeceksin 
ağaçları, nehri, bulutları...
heyecanlanacaksın
korksan da seveceksin
inmek istemeyeceksin hiç!
aşk gibi işte
kızın kalbinde var olan.
korksa da sevdiği,
kuş gibi
uçuran his.
kız zaten uçmakta,
salıncak gereksiz.





bir şey ler

Seni,

göresim
sevesim
dokunasım
öpesim
doymayasım var,
uzun uzun bakasım
koklayasım
başımı omzuna yaslayasım var,

var işte bir şeyler.



20 Eylül 2013 Cuma

nokta

bir gün
iki gün
üç gün.
az kaldı
belki tekerrüre
belki özgürlüğe,
umuda tekrar.
korku kol geziyor ruhunda
yok kaçmanın faydası
toplasa diğer mutlulukları
uçar gider mi
kara bulutlar gibi çökmüş hüzün?
sevgi büyüsün tekrar
mini mini noktalar değil
sevmiyor onları küçük kız.
onlar da kızı, belli ki.



17 Temmuz 2013 Çarşamba

-lık -luk

onların mutlu olmak için çok sebebi var.
bu kıyıda
sebep yok.
sonuç var:
bi avuç yağmur damlası.
ahmak ıslatan.
her gece mi yağar şu yağmur? istisnasız?
mahrumken yürek sevgiden.
ahenksizse dansı ruhun bedenle.
hıçkırıklar geçmiyorsa yutkunarak.
ne yapmak gerek?
yeter mi ayışığı sonatı,
dindirmeye coşup coşup sönen ruhu?
ne gerek?
cevap! cevap! cevap!
yerin kaç kat altındasın
yoksa okyanus ötesinde misin?
nerdesin?
içimdesin, dışımdasın.
benimlesin, onunlasın.
cevabın cevabı belli değil.
yeri yok.
aidiyeti yok.
boş-luk.
düşünceler...
delirircesine...
aç-lık
...
-lık
-luk
elde kalan.


8 Mayıs 2013 Çarşamba

may the net force be with you (!)

daldık!
koynuna düşlerin.
küçükken,
olunmaz ki farkında
olup bitenlerin.

büyüdük!
gerçekliğe döndü yüzler.
bedavayken sevgi,
şimdilerde
tükenmekte nesli.

ikilemde beyin:
düşünmekte 
derin derin...
kalbin belli yeri!
ne ileri, ne de geri...


26 Mart 2013 Salı

bir his

gecenin bir yarısı. kahkahalar yükseliyor yakınlardan. mutluluk! sevinç! yaklaşamadı. korktu. hayır! peki ya ne? içinde kalan son kırıntıların da uçup gitmesi. piuuuuu! haberi yoktu azalmayacağının, aksine daha çok artacağının gülümsemelerinin. unutmuştu çünkü minicik bedeni ve kalbi bu duyguyu. insanlardan korkar olmuştu. samimiyetsizliklerinden bir de! sevincini de hüznünü de gözleriyle anlatıyor ve yaşıyordu. yeterliydi gözler... gerektiğinde ıslanıp gerektiğinde ışıldayabiliyorlardı.

20 Şubat 2013 Çarşamba

24

Şimdi, bir sahil kasabasında, camları kocaman, bahçesi geniş, kırmızı çatılı evin önünde olmak vardı. Hayal bu ya, Küçük Prens'in boabab ağacıyla, favori Havai ağacının dibinde oturmak vardı. Ağaçların dallarında öten kuşlara, dört yapraklı yoncalar arasında zıp zıp zıplayan serçelere, diline takılan "dance with me" şarkısıyla eşlik etmek vardı. En sevdiğin sırtı açık, mavili-desenli uçuşan elbiseni giyip, sonsuza uzanan denize çıplak ayaklarını daldırmak, balıkların gıdıklayışını teninde hissetmek vardı. Parıldayıp tenini yakan güneşe; "benim 50 faktör güneş kremim var nabeeer?" demek vardı. Masmavi gökyüzüne, pamuk pamuk bulutlara, gözle görülemeyen gezegenlere, galaksilere, hatta varlığına çokça inandığın uzaylılara selam çakmak vardı. Gözlerini gökyüzünden ufuk çizgisine odakladığında uzaktaki bembeyaz yelkenliye, seni hiç tanımayan, fakat belki bir gün arkadaşın olabilecek benliklere el sallamak vardı. Yanında sessizce duran, kuma saklanmış midye kabuğunu alıp kolye yapmak vardı. Kum demişken, elini ıslak kuma daldırıp peri bacaları yapmak, tüneller kazmak, prensesi olduğun kaleyi yapmak vardı şimdi. Sonra kalkıp ıslak kumlarda yürümek, etekleri uçuşa uçuşa koşmak vardı. Koşarken bedeninden ayrılmak, ruhunla başbaşa kalmak vardı. Ağlamak vardı şimdi. Sonra gülümsemek. Sonra ağlamak, sonra gülümsemek... Gülmek değil, gülümsemek. Çünkü büyümek vardı. Kendini bulmak... Kendin olmak. Tek sayıları isteyip, 24 gibi çiftlerle mutlu olmak...

3 Şubat 2013 Pazar

in the pursuit of...


feelings...
unstable.
mixed up
with him,
with memories,
with the moments
that were shared:
together,
alone,
in dreams,
in reality...
counting down
minutes to rejoin
the lord of land 
and lady of the sea.
to mix colors like
the brown and bluish
not full blue, she is,
when away her lover is...
but even sun knows
not resentful her shining eyes
hope, there is.
smile is imminent
that he could create only!


life is all about
pursuing tranquility
finding the one
major to you
fingers to love
mind 
to breathe
and create fantasy
the world where
-heretofore-
burning souls cool together
to the eternity...
in your sweet dreams
honey
track the supreme cherry
sometimes
harsh the roads,
but in your arms
she'll be...